Welcome to my blog, hope you enjoy reading
RSS

31 Aralık 2010 Cuma


30 Aralık 2010 Perşembe

Neye yarar ki özrün, be güzelim? Söylediğin yalanla boğazıma bir düğüm oluşturduktan sonra... Nasıl inanırım ben bundan sonra sana?

29 Aralık 2010 Çarşamba

Aşure...


En azından cuma günü öğle saatlerinde çıkacağımızı öğrendim, bu da bir lütuf bizim için. Moralim biraz da olsun yerine geldi. Şimdi gelelim aşureye... Annem "yorulursun kızım, sen çalışıyorsun hazırları var, onlardan yap" dediyse de, ben tabiki onu dinlemedim. Ve pazar günü Aşuremi yaptım.


Malzemeler;

yarım kilo buğday

1 sb. nohut

1 sb. kuru fasulye

1 sb. kuru kayası

1 sb. kuru üzüm

1 çb. prinç

1 çb. bulgur

yarım küçük konserve mısır

1 çay kaşığı tuz

1 tatlı kaşığı bal

6 bardak şeker

1 tatlı kaşığı gül suyu

2 tatlı kaşığı nişasta

yarım çay bardağı süt

1 paket vanilya

portakal ve limon kabuğu rendesi


Üzeri için;

ceviz, fındık, toz antep, şam fıstığı, nar, tarçın


Yapılışı;

Listeyi pişirme sırasına göre yazdım. Buğdayı, kayasıyı ve üzümü bir gece öncede ısladım. Ertesi gün buğdayı süzüp suyu beyazlayıncaya kadar yıkadım. kayasıyı küp küp doğradım. Fasulye ve nohutu buzluktan çözdürüp kullandım. Herşeyi yazdığım sıralama ile koyup kaynattım.Soğuyunca da süslemelerini yaptım. Süsleme ve foto çok uyduruk oldu, ama artık çok yorulmuştum. Hem ev işi, hem misafir, hem aşure bir güne çok geldi. Akşam belim çok ağrıyordu :) Serpilcim senin için yazdım :)




28 Aralık 2010 Salı

Aşure yaptığımı yazacaktım, Askı geldi postun rengi değişti :)

Hafta başından beridir baya bir yoğunum. Mesai kalmadan halletmeye çalıştığımdan, gün içinde haşatım çıkıyor. Leyla gibi dolanıyorum ortalarda. "Yarın sayım başlıyor üretim yok" dedi Askı (Aslı) az önce. Ayyy!!! sayıma katılmayanlar gelmeyebilir deseler, ben yeni yıla rahat rahat hazırlanıp girsem. Olmaz mı? :( çok çok güzel olur offff... Ben aşure yaptığımı yazacaktım, Askı geldi postun rengi değişti. :)

20 Aralık 2010 Pazartesi

Reiki


Hafta sonu ne zamandır araştırdığım Reikiye başladım. 1. Seminerini aldım. Yaşadığım duygu yoğunluğundanmıdır bilmiyorum ama ben epeyce rahatladım :) Sağlık problemlerimi, ruhsal çöküntülerimi atlatmayı umarak, yakında Yogo 'yada başlamak istiyorum... Haydi hayırlısı...

17 Aralık 2010 Cuma

Android-i vidi bana kafayı yedirdi... ;)


Ben bugün bu yeşil adamla uğraştım durdum. Aslında son bir aydır bununla yatar bununla kalkar oldum.

16 Aralık 2010 Perşembe

Uzun Bir Aradan Sonra Merhaba...

Uzun Süre yazmak gelmedi içimden. Güzelliklerle dönmeyi bekledim, dayanamadım dündüm. Boşverdim olumsuzlukları, pozitif düşünüyorum, negatifi çıkardım hayatımdan. Yok öyle zoru görünce bunalım ayakları. Anladım ki, bunalım takıldıkça daha kötüye gidiyor hayat. Değiştiremesem de iç ses FM'mi, değişecek nasılsa birgün deyip pozitif düşünmeli... :) Sen devam et çalmaya, söylemeye İÇ SES FM, ben duymuyorum ki artık seni. Kulaklarımı tıkadım, dayadım sırtımı da Sevgilime, yaşıyorum hayatı doya doya, aşkla oksijeni içime çeke çeke.

Sabah mailbox'ıma düşen mesajla, merhaba dedim bu güne ...

"Üzülme der Mevlana ve devam eder;
Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun... Tek kanatla uçulmaz zaten.
Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, kilimin tozunu almaktır.
Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin?
Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz...
Yüzük olmayı dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır!"
"Üzülme! der Mevlana; istediğin bir şey olmuyorsa, ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği içindir..."