Welcome to my blog, hope you enjoy reading
RSS

25 Nisan 2010 Pazar

Pazartesi sendromu yaşıyorum galiba...

Aslında herkes gibi pazartesi sendromu yada tatil sonrası zorluğu yaşamıyordum. İşimi sevdiğim için özleyerek dönüyorum hafta başları. Ancak bu sabah şirketimizin "iyi niyetli" güvenlik görevlilerinin beni gereksiz yere 15 dakika çiseleyen yağmur ve rüzgara maruz bırakarak kapıda bekletmelerine kadar.Alayına isyan modunda başladım güne...

Giriş kartımı diğer çantamda unuttuğum için, kimliğimi bırakıp ziyaretçi kartı almam gerektiğinden güvenlik kulübesine gittim. her şey mantıklı. Ancak "sevgili güvenlik" "yöneticinize sormadan sizi içeri alamam" diye tutturdu. Allahım çıldıracağım... önünde 2 adet bilgisayar bulunuyor sistemden inceleyin diyorum, anlatamıyorum. Lütfen bekleyin...aaaaaaaaa yeterrrrrr... diye bağırmamak için kendimi zor tutuyorum.

Şimdi yatağımda mışıl mışıl uyumak vardı. Zaten yapmak istediğim de birsürü şey... söylene söylene çıktım yerime. sakinleşmem epey zaman aldı. Hala da gerginliğini yaşıyorum. biraz daha sakinleştiğimde tatil konulu fotoları yayınlayacağım. Yazmaya başladığımdan beri hiç iç açıcı şeyler yazmadım. Birazda güzelliklerden bahsedelim dimi ama? ;)

Hiç yorum yok: