Welcome to my blog, hope you enjoy reading
RSS

27 Eylül 2010 Pazartesi

Başlıksız...

İlk ayrılığımız bu bizim. İlk gurbet acısı. Hiç unutmuyorum, biz çok küçükken babam işi nedeniyle 20 gün İstanbul'a gitmişti. Allahım ne zordu. Sanki 20 yıl görüşmeyecekmişiz gibi hergün telefonda hepimiz ağlaşmıştık. Sonra babam ordan kardeşime Ayşe Bebek'i, banada halen koynuma alıp uyuduğum Sevimli Ayıcık Ali'yi getirdi. Sanki babamı bana Ali geri getirmişti. Öyle sevgi besledim ki Ali'ye, 2 kez kopan kafasını ve çıkan bağırsaklarını bilmem kaç kez dikmeme rağmen ve en önemlisi her gece CE ile Ali mevzusu yapmamıza rağmen, Ben ali'siz u-yu-ya-mı-yo-rum. Uzun lafın kısası, ayrılık öyle bir ağırdı ki Ali koynumdan çıkarsa sanki babam yine gidecekti. En uzun ayrılığımızdı 20 günlük seyehat bizim. Bu gün Cancan'ı 4 yıllığına uğurladık gurbete. Dayanırmı bu yürek. Nasıl geçer bu 4 koca yıl. Alışmamışız biz hiç annemizin babamızın koynundan kopmaya. Onada bizede çok ama çok zor.

15 Eylül 2010 Çarşamba

Kütahya'dan Manzaralar















Cancan bu hafta sonu gidiyor, halen çarşı pazar gezme durumundayız. Kayda gittiğimizde çektim fotoları, çok yorulduk, çoook eğlendik, çoooooook güldük, çoooooooook gezdik.

3 Eylül 2010 Cuma

Üzerimden IFA geçti :)

Tır geçmişten betere döndüm. Neredeyse, ben neredeyim? Kimim? demeye başlayacaktım. Bugün tüm ekibi uğurladık, bizde rahata erdik. Bayram tatilini birleştirdiğimden, bu gün son günüm. Tatile gidemesemde çok mutluyum:) Ifa yoğunluğundan, tatil için birşeyler bakamamıştım. Dünden beri aktif arayıcı olmama rağmen, plan yapamıyorum. Gitmek istediğim tüm yerler KIRMIZI. Bu sene öyle engeller çıktı ki tatil planlarımızın önüne, artık bir hayır var bu işte diyoruz... Kendimizi böyle eğliyoruz... Pazar akşamı Annem, babam, Cancan ve ben okul kayıtları için Kütahya'ya gidiyoruz. Şimdilik tek plan bu gibi gözüküyor. Cancan'ın gitmesine az kaldı :( çok üzülüyorum çok :( Düşündükçe gözlerim doluyor... Hazırlıklara başladık, eksiklerini alıyoruz... Bak yine gözlerim doldu. Eniyisi daha fazla bahsetmemek, yoksa salya sümük ağlayacağım.
Ben hiç bilmem eylül başında havaların bu kadar serin olduğunu. Sabah ceket giydim. o derece yani. Allah halimize mi acıdı acaba? Ofiste yanıyorduk hala... ayyyy bizde durumlar böyle... Şimdi ben bir gideyim, toparlanıp, değişip, dönüşüp geleyim. Hadi sağlıcakla ;D